3 Ocak 2012

Pamuk'un Kafasını Aynaya Sürtsem Kıvılcım Çıkar mı!

Aynanın karşısında geçirdiği vakit kadar kitapların başında otursa bilim kadını olabilecek hatunlar var dünyada! İşte ben onların kafasından istiyorum hacı!
Benim ayna karşısında durabilitem beş dakka hadi bilemedin on dakka. Bundan daha fazlası benim kafaya, göze, elime ayağıma hatta dalağıma, böbreeme bile zarar valla!
Ne biliyim aynaya kafa atabilitem var mesela ‘niye koca kafalıyım ben la!’ diye. Ya da aynanın dile gelmesini beklemek yerine ‘kızım senden daha güzel ne pamuklaar ne prensesler var teheeeey’ diye itirafı basıp, yedi cücelerin peşine düşebilirim mesela! Pamuk prensesi bulup dalağını, böbreğini kendimle takas edip hiçbir parmak izi bırakmadan tüyebilirim ortalıktan…
He ama bana ayna yerine kitap, defter başında, elinde kalem otur deyin siz deyin üç gün, ben deyim beş gün üfüüüüüü..! İşte o zamanda ‘kızım sema sen ne harika bi zekâ küpüsün, elemterefiş kem gözlere şiiiş’ diye böbürlenip kendimi öpesim geliyor. Mütevazılık bedava!

Kendimi hart diye yiyesim,
Küt diye ölesim,
Pat diye gelesim,
Zıp diye gidesim,
Höst diye sövesim,
Laan diye dövesim,
Füüp diye içesim,
Çat diye kırasım,
Kalp kalp kalp sevesim geliyor…
Pamuk prenses ve aynadan vazgeçtim ben. Kırmızı başlıklı kızdaki kurt olup, kırmızının ananesini yiyip, yerine geçmek istiyorum. Sonra kırmızı gelip;
-‘Ananeeee senin ağzın neden bu kadar büyüüüüük?’  diye sorsun. Bende;
-‘Aaaaağzımda bi dolu küfür, sövecekte binbir çeşit insan var kırmızı!’ diyim mevzuda burda kapansın.
Söyleyin kırmızıya dahada çıkmasın karşıma!

Bidahakine affetmem yirim!   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder