27 Nisan 2012

Konumuz 'Kedi' ise Halaybaşı Benim :)



Benim gibi kedilerle içli dışlı olanlar bilir onlar hakkında öylece, dümdüz genelleme yapılmaz, yapılamaz! Her biri ayrı karaktere sahip, asil birer bireydir. Hayatıma girmiş tüm kedilere ayrı ayrı güzellemeler yazabilirim aslında, öyle çok seviyorum onları. Ama bazıları beni güzellikleriyle çokçana büyüleyip, sevgiden hayranlıktan ölebileceğim tavan yapmış duygularımla öylece dımdızlak bırakıveriyorlar başuçlarında. Sokakta filan görüyorum mesela, seviyorum da seviyorum. ‘Anneeeeeeeeeğm’ diye hara güre yanaşıp, tuttuğum gibi fazlacana içimden taşan duygularımla önce okşayıp, sonra biraz hırçınlaşıp mıncıklama moduna geçip sonrasında da beni tutan olmazsa tepeme çıkartacak kadar fazla samimi olabiliyorum. Hani biraz yavrucak biraz da şımarıksa kendisi kucağımı sahiplenip önce bi güzel yayılıp sonrada tee yüreğimin, kalbimin dibiyle bağlantıyı kuruveriyorlar ve sonrada aklım gidiyo ‘şimdi ben bunu nası bırakıp gidicem’ diye..

Hele ki birde onların bu sonsuz güzelliklerini betimlemek istersem en janjanlı, en dıpsdırık kelimeler hizaya geçer valla ‘beni yaz beni yaz’ diye; Kül rengi, ön ayakların bitiminde gümüşe çalan minik patiler.. Dinleyerek, algılayarak öne arkaya oynayan, dikilip mumlu gibi duran simli kulaklar.. Kuyruğunun ucu ise sanki diğer organlarının alamadığı bi mesajı alıyormuş gibi başka bi boyutta sallanan bi tüy yumağı.. Gözlerinin içinden bir ışık süzmesi fırlatıyormuşçasına kiminde yemyeşil, kiminde masmavi cezbeden bakışlar.. Sevgiye ihtiyacı olduğu ağzının bitimindeki çenesini kıvırışından bellidir ve pamuktan daha pamuk tüyleriyle, kadifemsi bi şeker tadı kalır parmak uçlarında.. Hava kadar hafif, tüm dikkatiyle oturup, tüyleriyle, bıyıklarıyla, kulaklarıyla ve bütün varlığıyla bakar, işitir, hisseder, koklar, içine çeker, kendine hayran bırakır beni ‘tüm kedi’ler!’
Ve bende ne zaman bi kedi görsem ‘Ah kediler’ derim daha doğrusu kapılırım, unuturum dünyanın dönüşünü.. Bir otomat gibi onların ihtiyaçlarını karşılamayı delicesine isterken, çabalarken biyandan da otomatlığa karşıt bi varoluşla ne hareketten ne duygudan yoksun kalmadığım için gurur duyma girişimlerinde bulunuyorum insanlığımla.. Duygulanımlarımın peşi sırasını şu dizeler izler;  ‘Güzel kedi! Nefis kedi! Zarif kedi! Asil kedi! İpek kedi! Tüylü baykuş gibi yumuşacık kedi, kelebek patili kedi, süslü kedi, inanılmaz kedi! Kedi, kedi, kedi, kedi..’

Bruce Schimmel’in de dediği gibi: ‘Küçük tüylü yaramazlar yalnızca bütün duygularınızı boşalttığınız derin, çok derin kuyulardır.’

Kesinlikle katılıyorum ve benim duygu kuyularım olan başta Zeytin’imi ve yeryüzündeki tüm kedileri çok ama çok sevdiğimi belirtmek istiyorum!
Sevgilerimle.. ^^Mırnaaaavvvvvv :)  


^^canımın taa içisininde içisi: Zeytin'im^^


1 yorum:

rahmetlik dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

Yorum Gönder