7 Nisan 2012

Sevinmeyi Fosforlayalım!

Hayatta yaşanmış her anın altını fosforlu kalemlerle çizmeyi nede çok severim. Her duyguya, her renge yer vardır bende. Mesela şimdi yemyeşil ojeli ellerimle j’leri k’leri fırfırlayarak yazarken nice duygunun esiri olmuş hayatlarımızla birbirimize ne türlü etkilerde bulunduğumuzu düşünüyorum.. Ne de çok yaşanmışlığın altını çiziyoruz aslında farkında olmadan.. Belki kalemlerimiz fosforlu değil ama sonuçta hep birbirimizin hayatlarına dokunarak yapıyoruz bu ‘yaşamak’ işini ve fosforluyoruz birbirimizi!
Bazen üzülüyoruz-üzüyoruz, bazen hüzünleniyoruz-hüzünlendiriyoruz, bazense küplerimizi küreselleştirip deli gibi sinirleniyoruz-sinirlendiriyoruz.. Ama ne yaparsak yapalım kendimizi başkalarına bulaştırmadan yapamıyoruz.  Bazen yolda yürürken ağlayarak yanımdan geçen olduğunda ‘merak etme geçecek!’ diyen olmak istiyorum ama yüzde çok ihtimalle ‘sanane be!’ tepkisini alacağımı bildiğim için bunu yapmak içimden gelmiyo artık. E nede olsa modern zamanların kapanlarına sıkıştığımız son zamanlarda başkalarından şeker almak ve onlara şeker uzatmak çok tehlikeli oldu! Ebeveynlerimizin bizi her fırsatta tanımadıkların-tanımadıkların-tanımadıkların diye uyardığı kişileri yabancısallaştırdık ve hatta tehlikeselleştirdik.

Bize dokunmayan yılanlar çok yaşasın deyip duruyoruz ama bize dokunmayan yılan yok arkadaşlar!
Evren büyük bir denge ile var olup duruyorsa bu hepimizin birbiri ile olan bağlantısı sayesinde. İnsanlar-insanları, insanlar-hayvanları, hayvanlar-hayvanları, hayvanlar-bitkileri, bitkiler-bitkileri, insanlar-bitkileri.. diye devam edip giden koca bi döngü!
Neyse işte ‘gökyüzü neden mavi?’ bilmesekte olur ama insan olarak dünyaya atılmışız ve diğer insanları da ister istemez etkilediğimizi bilmemiz hatta aklımızdan çıkarmamamız gerekiyo!
Çok çeşitli duygular yaşayabiliriz tabii ki de insan olarak. Kızabiliriz, sevinebiliriz, hüzünlenebiliriz, ‘nası biliyosa öyle yapsın beni yareppim’ diyebiliriz ya da üzülebiliriz.. Üzülebilir miyiz yo yo üzülmek çok sıkıcı ve her zaman başımıza gelen bişey zaten! Üzülmek duygudan sayılmaz cık beğenmedim, üzülmek olmasın!
Sevinelim ya! İlle de bi duygu olacaksa, farklı bişey olacaksa mesela, monotonlaşmış bile olsa yine de kendini dikte eder gibi sevinmek olsun! Sevinmenin ardından kocaman gülümsemesiyle dişleri parlasın sevinenin! Sonra ardından neşe gelsin, bulaştırdıkça bulaştırsın kendini insandan insana.
Yaşasın sevinmek, yaşasın neşeli hayat!
Kahrolsun bulaşıcı, pislik, ıyykk dedirten sinir bozucu insanlar ve onların gereksiz tripleri, sinirleri, takıntıları, bizi üzen her türlü saçmalıkları filan işte..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder