4 Eylül 2013

Doğanın En Güzel Türküsü; Yolculuk!

Yeryüzünde ve gökyüzünde güzel olmayan, göze hoş görünmeyen tek bir kare gösterin bana!

Ama yaratılıştan gelen, insanların sonradan kirletip, bozup, yok etmediği yerlere, doğal manzaralara bakın. Mesela şehirler arası yolculuk yaparken dağların, bulutların, ağaçların, taşların, toprakların, kimi yerdeki yeşilliklerin, kimi yerdeki sarı otların bile güzelliği beni öylesine cezbediyor ki aşıp geçtiğim her kilometrede şükretmeye doyamıyorum. Havasında, suyunda, doğasında bin bir çeşit canlısında bu kadar güzellik barındıran dünyamızın nasıl olurda kıymetini bilmeyiz! Nasıl olurda böylesine güzel bi dünyanın içinde var olduğumuz için şükretmeyiz!
Cevapları sorunun içinde olan sorular sormak huyumdandır bakmayın siz bana. Elbette her canlının alıp verdiği her nefeste bile tüm hücreleri ile binlerce kez şükrettiğini biliyorum. Ne hoş :)
Bir tren yolunun sağında kalan yemyeşil tarlanın, tren yolunun solunda kalan sararmış otlara gülümsediğini görüyorum ve içimi kaplayan huzura eşlik eden bulutların bembeyazlığı ile büyüklüğünü koruyuşu oluyor. Dağların uçsuz bucaksızlığına bakıyorum, ne kadar aşılmaz olduklarını düşünüp bi yandan da iç anadoludan karadenize sürüp giden yolculuğumu düşünüp aşılmazlıklara gülümsüyorum.

Günün ilerleyen saatlerinde boynunu büken günebakan çiçeklerinin masumiyeti gibi bi masumiyet taşıyor havadaki leylekler bile. Oysaki tatile giderken yolda bana gözükmedikleri için kızmıştım onlara. ‘Leyleği havada görürsen çok gezersin’ sözüne istinaden :)

Bu güzellikler, bu huzur anlata anlata bitmez, ben bitiremem daha doğrusu. En gral araba gelse, yapabileceği son hızı yapsa yine de benim yolculuk yaparken ki mutluluğumu sollayamaz. Bu da böyle biline! :)  


şarkısı da bu olsun ki.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder