2 Mart 2014

Bireyselliğinizden Öpüyorum!

Şu koca evrende, saatte bilmem kaç kilometre hızla, delicesine dönen bu dünyada hepimiz öncelikle birer insanız, hepimiz kendi başımıza birer bireyiz. Hepimiz tek bir dünyada yaşıyor olsak da aslında hepimizin ayrı ayrı dünyaları var. ‘Her beyin tek ve biriciktir’ akımından yola çıkarak bu görüşümü size çok çeşitlendirerek dayanaklandırabilirim fakat bunu ben değil de siz yapsanız nasıl olur?

Öncelikle kendi gözlerinizi düşünün, kendi bakış açınızı yani. Olaylara, insanlara, nesnelere ve neticede dünyaya hangi açılardan baktığınızı düşünün. Duygusal, karamsar, iyimser, pozitif, nötr… Gün içinde şekilden şekle giren ruh halinizi, dünyayı yorumlama biçiminizi düşünün. Ruh halinize ortak olan insanları zaten hayatınıza katmışsınızdır onları allara pullara sarıp sarmaladığınız en güzel köşenizde bir bırakın hele de onların dışındaki insanlara bi bakın. ‘Yok artık bu insan resmen benim ruhumun bi parçası gibi’ dediğiniz insanlar var mı? Sanırım çoğunuzun cevabı ‘yok’ olacaktır ki öyle insanları bulduğunuzda zaten hayatınıza katıp götürüyorsunuzdur.
Benim anlatmak istediğim şey aslında en başta da söylediğim gibi her bireyin biricikliği, bireyselliğinizi, herkesin tek başına bir dünya olduğu. En genel kavramla ifade edecek olursam ‘özgürlüğü’ aslında. Ve en önemlisi!