Benim gibi kedilerle içli dışlı
olanlar bilir onlar hakkında öylece, dümdüz genelleme yapılmaz, yapılamaz! Her
biri ayrı karaktere sahip, asil birer bireydir. Hayatıma girmiş tüm kedilere
ayrı ayrı güzellemeler yazabilirim aslında, öyle çok seviyorum onları. Ama
bazıları beni güzellikleriyle çokçana büyüleyip, sevgiden hayranlıktan
ölebileceğim tavan yapmış duygularımla öylece dımdızlak bırakıveriyorlar
başuçlarında. Sokakta filan görüyorum mesela, seviyorum da seviyorum. ‘Anneeeeeeeeeğm’
diye hara güre yanaşıp, tuttuğum gibi fazlacana içimden taşan duygularımla önce
okşayıp, sonra biraz hırçınlaşıp mıncıklama moduna geçip sonrasında da beni
tutan olmazsa tepeme çıkartacak kadar fazla samimi olabiliyorum. Hani biraz
yavrucak biraz da şımarıksa kendisi kucağımı sahiplenip önce bi güzel yayılıp
sonrada tee yüreğimin, kalbimin dibiyle bağlantıyı kuruveriyorlar ve sonrada
aklım gidiyo ‘şimdi ben bunu nası bırakıp gidicem’ diye..
Hele ki birde onların bu sonsuz
güzelliklerini betimlemek istersem en janjanlı, en dıpsdırık kelimeler hizaya
geçer valla ‘beni yaz beni yaz’ diye; Kül rengi, ön ayakların bitiminde gümüşe
çalan minik patiler.. Dinleyerek, algılayarak öne arkaya oynayan, dikilip mumlu
gibi duran simli kulaklar.. Kuyruğunun ucu ise sanki diğer organlarının
alamadığı bi mesajı alıyormuş gibi başka bi boyutta sallanan bi tüy yumağı..
Gözlerinin içinden bir ışık süzmesi fırlatıyormuşçasına kiminde yemyeşil,
kiminde masmavi cezbeden bakışlar.. Sevgiye ihtiyacı olduğu ağzının bitimindeki
çenesini kıvırışından bellidir ve pamuktan daha pamuk tüyleriyle, kadifemsi bi
şeker tadı kalır parmak uçlarında.. Hava kadar hafif, tüm dikkatiyle oturup,
tüyleriyle, bıyıklarıyla, kulaklarıyla ve bütün varlığıyla bakar, işitir,
hisseder, koklar, içine çeker, kendine hayran bırakır beni ‘tüm kedi’ler!’
Ve bende ne zaman bi kedi görsem ‘Ah
kediler’ derim daha doğrusu kapılırım, unuturum dünyanın dönüşünü.. Bir otomat
gibi onların ihtiyaçlarını karşılamayı delicesine isterken, çabalarken biyandan
da otomatlığa karşıt bi varoluşla ne hareketten ne duygudan yoksun kalmadığım
için gurur duyma girişimlerinde bulunuyorum insanlığımla.. Duygulanımlarımın
peşi sırasını şu dizeler izler; ‘Güzel kedi! Nefis kedi! Zarif kedi! Asil kedi! İpek kedi!
Tüylü baykuş gibi yumuşacık kedi, kelebek patili kedi, süslü kedi, inanılmaz
kedi! Kedi, kedi, kedi, kedi..’
Bruce Schimmel’in de dediği gibi: ‘Küçük
tüylü yaramazlar yalnızca bütün duygularınızı boşalttığınız derin, çok derin
kuyulardır.’
Kesinlikle katılıyorum ve benim
duygu kuyularım olan başta Zeytin’imi ve yeryüzündeki tüm kedileri çok ama çok
sevdiğimi belirtmek istiyorum!
Sevgilerimle.. ^^Mırnaaaavvvvvv :)
^^canımın taa içisininde içisi: Zeytin'im^^ |
1 yorum:
Yorum Gönder