20 Eylül 2011

Sonsuz Sevgi

  
 İnsan sonsuz sevgiyi bir kediden öğrenebilir sanırım… Hatta sanmaktan öte tecrübeyle sabittir bu bende. Eğer ki bu hissettiğim sonsuz sevgiden başka bir ibare değilse sırra kadem basmış bir yüreğe sahip olduğumu düşünmekten başka bir şey gelmez elimden… Bir kedi tüm benliğinizi sarıp, vücudunuzdaki tüm hücrelere kendini sevdirecek hormonsal duyguları enjekte edebilecek kapasitede bir zekaya sahiptir ve yanında cilvesi, çekiciliği, sevimliliği, oyunculuğu, huzur veren sakin sessizliği de cabası… Ve saymakla bitmeyecek bu gibi birçok sıfat.

  Sadece kediye değildir tabi ki, doğanın en güzel parçası olan hayvanlara duyulan sevgi. Yüreğini açmış bir dokunuşu bekleyen binlerce yüzlerce irili ufaklı bedenler vardır doğanın umursamaz teninde savruklaşmış… Bazen bir çöp konteynerını didikleyen aç sokak hayvanı, bazen kıyıya vurmuş bir karabatak, bazense bir buğday tanesini gözleyen mutfak camındaki minik güvercin… Bir barınakta bekleyekalmış minik köpekcik, sıcak bir elin dokunuşunu… Sadece karın açlığımıdır onların ki! Ya yürekleri, bedenleri…

   Doğanın parçası olan küçükte olsa bir cana sahip olan onca güzellik varken bu evrende, biraz olsun duyarlı olursak inanın ki hiçbir şey kaybetmeyiz insanlığımızdan. Hatta katbekat artar, çoğalırız. Öyleyse bir dokunuşu, bir doyuracağınız karnı, katkıda bulunabileceğiniz bir yardımı esirgemeyin doğadan… Bunca güzellik bize lütfedilmişken, yürekten bir sevgi dokunuşu sadece… Çok değil !!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder