Şu
mübarek gün, mübarek akşam şu güpgüzel şansın bana ettiğine bak, şansımı
seveyim, mutluluktan uçayım, haydi kelebeklerimm pırr pırr cırr cırr hobaaa :)
Kelebeklerim
şimdi uçmasın, coşmasında napsın ben ki Hidayet Türkoğlu ile tanışmayı bide
üstüne yemek yemeyi kazanmış bir şahsiyetim öhöm öhöm ! Kafa yapmıyorum la
inanmıyosanız kendi gözceezlerinizle bakın; https://www.facebook.com/HidoBasket/posts/300958653324356
İveeett
şimdi inandığınıza göre rahat rahat poz kesip, artislik yapabilirim :) Ama
öncesinde söyliyceklerim var;
Hido ne
zaman maça çıksa ben hep nefesimi tuttum ve kımıldamadan onu izledim. ‘Senin
asistlerine, ribaundlarına, bloklarına, üçlüklerine kurban Hidoooo’ dedim
durdum , Hido gülümseyince bende ağzımı kocaman açmış 32-35 artık ne kadar
dişim varsa hepsini gösterirken yakaladım kendimi..
Basketbola
olan ilgim, sevgim, merakım ortaokulda başlayan bi serüvenle can bulmuştu. Her
uzun boylu çocuğa yapılan muamele gibi elimize bi basket topu tutuşturuldu ve
biz en yakın potaya doğru yol aldık. Okul bahçesi, lojman bahçesi dinlemedik
daldık, kendimizce oynamaya çalıştık. Sonra bu alanda profesyonelleşmenin zor
olduğunu idrak edince bir hobi, bir eğlence, bir stres atma mekanizması olarak
sürdürdük getirdik bu günlere kadar bu güpgüzel spor dalını.
12 Dev
Adam’a olan hayranlığımı ise her milli maçımızdan sonra dilime dolanan ‘u a dev
adam ooooniki dev adam u a dev adam hey hey hey hey’ replikleri ile coşarak
şahlandırdım durdum hep! Onlar adam adama değil omuz omuza mücadele ettiler
bense her mücadele sonrasında yensekte yenilsekte yine doladım dilime 12 Dev
Adam repliğimi! Ama Hido’cuumun yeri hep ayrı oldu. Ne zaman Hido’nun oynadığı
maç gördüm, kuruldum tv başına gözümü kırpmadan izledim adamın dibi olan NBA’de
oynayan Türk basketbolcu ‘muz Hidayet Türkoğlu’nu. Ne Orlando Magic dinledim ne
Toronto.. her maçında, her üçlük atışında bi kez daha hayran oldum Hido’cuumuza
:)
Hido 2010
yılında FIBA en iyi beş’e seçilince ben içimde altın, gümüş, kaşıkçı elmas’ı
tarzında ödüller kaldırdım, sevindim, coştum durdum. Soyadından bile asalet
akan canımız basketbolcumuz Hido’cuumuzla ne kadar gurur duysak azdır. Türkiye
Millî Basketbol Takımı'nın formasını 269 kez giyen bir insan nasıl adamın dibi
olmasın bi söleyin hele bana!
Konumuz Hido ise benim çenem
düştükçe düşer ama Hido’yuda anlata anlata bitiremem ki dostlar! Hele ki
Hido’cuumun oynadığı reklamlar tv de çıkmayagörsün; herkese çiçek olun, susun,
durun direnişlerini dikte ederek kıçın kıçın tv ye yanaşmayı kendime bir görev
bildim :)
Şimdi ben bu mutlulukla, bu heycanla
şuan bi gerinsem kanatlarımın çıkabilitesi bile var valla :) Sonrada nokta
atışıyla Hido’cuumun tam dibine isabet ettirebilirim kendimi :) Ama şimdi
bunlara gerek yok yani nasılsa yakın bir zamanda Hido ile tanışıp yemek
yiyeceğim için öyle amele işlerle uğraşamam şimdi yok kanattı yok uçmaktı yok
nokta atışı filan hııııhhh :)
Artisliğimi de yaptığıma göre şimdi
sabırsızlıkla Hidayet Türkoğlu ile tanışıp yemek yiyeceğim günü bekleyebilirim.
Heycandan uçuyorum.
Amele miyim?
Olabilirim.
Bu bi takım oyunu
ıııııııııııııııııııııııııı ı.
bu arada hiç unutamam Hido'nun Kobe'ye koyduğu bu blocku :)
1 yorum:
kral kelebeğide rica eder ve sevinir :)
Yorum Gönder